24 Temmuz 2013 Çarşamba

'Ateş odunu, haset de iyilikleri bitirir'

İçinde bulunduğumuz manevi değerlerin tavan yapması gereken şu mübarek Ramazan ayında sevgili din kardeşlerim ne olur dikkat edilim... Yüce Mevla'nın kendisine bahşettiği güzellikleri görmeyip başkasının mutluluğunu veya sahip olduğu iyilik hallerini ve güzellikleri kıskanan insanlara...kendinden başkasına bahşedilenleri çok gören ve Dünya üzerinde böbürlenerek yürüyen o insanlara... Devamlı halde açık arayan ve bulduğu hiç bir fırsatı kaçırmayan insanlara... Ve herşeyden önemlisi bu hallerinin hiç birisinin farkından olmayıp kendini en doğru, en iyi sanan, hatasını ve yalnışlarının hiç birisini göremeyen, gönül gözü kapanan o insanlara... Belki bütün güzellikler hemen olmaz ama, bizler kendimizi düzeltmeye ve doğru insan olmaya çalışırsak eminimki Yüce Mevla’da bizlere yardım eder. Ne olur hepimiz iyi olalım güzellikler dileyelim... Daha güzel sevgi, saygı, hoşgörü ve iyi niyet üzere ve doğuştan sahip olduğumuz saflıkla, islam fıtratı üzerine yaşabileceğimiz güneşli ve güzel günlere...

Haset eden muradına eremez. Allah'ın yardımına nail olamaz. Haset sahibi, sıkıntı ve keder içinde yaşar, ahirette büyük kayba uğrar

Kalbin hastalıklarından biri olan haset, bir kimsenin elindeki nimetin yok olmasını istemektir. İbadetleri ifsad eden, insanı günaha iten haset, İslamın şiddetle yasakladığı, kişinin hem dünyada, hem de ahirette felâkete uğramasına sebep olan bir duygudur. Allah Resûlü (sav): "İman ile haset bir kulun içinde yerleşmez" (İbn-i Hibban, Beyhaki) buyurarak hasedin mümine yakışmadığını ifade etmiştir. Haset yalnızca günaha sebebiyet veren bir kalbi hastalık olmayıp, aynı zamanda sahibinin iyi amellerini de ortadan kaldırır. Konuyla ilgili bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, haset de iyilikleri yer bitirir." (Ebu Davud, İbn-i Mace) Allah'u Teâla, Felak Suresi'nin 5. ayetinde: "...ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden âlemlerin Rabb'ine sığınırım, de" buyurarak haset duygusu besleyenlerden kendisine sığınmamızı emretmektedir. Başkasına verilen nimeti çekemeyen insanlar, kalplerinde boş yere tasa ve keder taşırlar. Çünkü duydukları üzüntüyle haset ettikleri nimet azalmaz ya da kendilerine verilmez. Böylelikle haset eden muradına eremez ve Allah'ın yardımına nail olamaz. Haset sahibi, hem dünyada sıkıntı ve keder içinde yaşar, hem de ahirette büyük bir kayba uğrar.

KARDEŞ OLUN

Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar: "Birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize haset etmeyin, kıskanmayın, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun. Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Müslim) Günümüzde toplumun kanayan yaralarından olan haset ve kıskançlık hastalığından kurtulmak için, Allah'ın insanlara verdiği rızka, O'nun taksimine razı olmak ve diğer Müslümanları kardeş kabul ederek onların sahip olduğu nimetler için mutluluk duymak gerekir. Elbette ki, ihtiyaç sahibi müminlerin kalplerinde böyle tehlikeli bir duyguya mahal vermemek için Allah'ın kendilerine ikram ettiği zengin Müslümanlar mallarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalıdırlar. Böylece zengin-fakir arasında denge sağlanarak, kalplerde gerçek kardeşlik tesis edilmiş olur.

                                                                                                                        Alıntıdır.Nihat Hatipoğlu

23 Temmuz 2013 Salı

YUMURTALI UN HELVASI

Mübarek Ramazan ayının ilk günlerinde karşı komşumun iftar öncesi gönderdiği un  helvasının tadı damağımda kalınca kendime harıl harıl un helvası tarifi aramaya başladım, ve sonuç olarak sevgili Cahide ablanın yumurtalı un helvası tarifini buldum. Tarifin aynısı yaptım sadece badem yerine ceviz kulladım. Denemek isteyenler http://cahidejibek.com/2013/04/18/yumurtali-un-helvasi/ bu linke tıklayarak tarife ulaşabilirler şimdiden afiyet olsun...

17 Temmuz 2013 Çarşamba

KAYA KURABİYE

Uzun zamandır yazamıyorum malum iş yoğunluğu, ve maalesef eşimin babaannesinin vefatı ve üzerine daha önce zamanı belirlenmiş olan, oğluşumun sünneti derken zaman tempolu, üzücü, hızlı ve yorucu bir biçimde geçiverdi. Bu arada mübarek Ramazan ayıda geldi. Umarım bu mübarek ay herkeze sağlık sıhhat ve mutlukluk getirir beraberinde. Kurabiyeye gelince, siz adının kaya kurabiye olduğuna bakmayın, gayet yumuşak ve ağızda dağılan güzel bir kurabiye... Yine arşivimde yapılmayı bekleyen tariflerimden birisi idi, bundan sonrada yapmaya devam edeceğim tariflerden biri oldu, tarifi şöyle....

MALZEMELER
3 adet yumurta
250 gr oda sıcaklığında margarin
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı kuru üzüm
1/2 su bardağı damla çikolata
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Yarım su bardağı toz şeker
Aldığı kadar un (3,5 su bardağı kadar)

HAZIRLANIŞI
Önce yumurta, şeker ve margarinimizi karıştırıyoruz. Ardından sıra ile tüm malzemeleri ekleyip yumuşak bir hamur hazırlıyoruz. Yağladığımız fırın tepsisine ceviz büyüklüğünde gelişi güzel parçalar koparıp diziyoruz ve 175° fırında üzeri hafif kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Soğuyunca pudra şekeri serpiyoruz. Afiyet olsun...